Nişanlanmanın Sona Ermesi ve Sonuçları

Nişanlanma Nedir?

Nişanlanma, kadın ve erkeğin karşılıklı evlenme vaadinde bulundukları bir hukuki işlemdir. Bu hukuki işlemin niteliği tartışmalı olmakla birlikte bağımsız bir aile hukuku sözleşmesi olarak kabul edilebilir. Karşılıklı evlenme vaadi ve bu vaadde bulunanların ayrı cinsten olmaları nişanlamanın kurucu unsurlarıdır. 

Nişanlanmanın Kurucu Unsurları Nelerdir?


A) Karşılıklı evlenme vaadi

Nişanlanma vaadinin karşılıklı olması gerekir. Bu vaadin yapılması şekle bağlı değildir. Sözlü veya yazılı olabilir. İrade açıklaması açık veya zımni olabilir.
B) Nişanlanacak kişilerin ayrı cinsten olmaları.
Nişanlanmanın geçerlilik koşulları:
A) Kişiye bağlı koşullar:
1) Ayırt etme gücü:

Nişanlanma akdini yapanların ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Kanunda bir yaş koşulu öngörülmemiştir. Ancak nişanlanma akdinde makul hareket edebilme yaşı olarak cinsel olgunluğa erme koşulu aranmaktadır.
2) Yasal temsilcinin rızası:
Kişi sınırlı ehliyetsiz (küçük veya kısıtlı) ise, yasal temsilcisinin rızası gerekir.
Sınırlı ehliyetsiz küçük, vesayet altında ise, vasisinin rızası gerekir.

B) Muhtevaya bağlı koşullar:
1) Ayırt etme gücünden yoksunluk veya kesin bir evlenme engelinin varlığı, nişanlanma akdini geçersiz kılar. Örneğin, belirli akrabalar arasındaki nişanlanma geçersizdir
2) Ahlak ve adaba aykırılık halinde, nişanlanma akdi geçersizdir. Örneğin, bir kişi mevcut evlilik akdini bozmadan başka birisi ile nişanlanmışsa, bu nişanlanma ahlaka ve adaba aykırılık sebebiyle geçersizdir.

Nişanlanmanın Hükümleri ve Sonuçları Nelerdir?

A) Sadakat ve yardım yükümlülüğü:
Nişanlılar, nişanlılık süresince birbirlerine sadakat ile yükümlüdürler.
B) Soybağı durumuna etkisi:
Taraflar nişanlı iken bir çocuk doğmuşsa, çocuk babaya babalık davası yoluyla bağlanabilir.
C) Destekten yoksun kalma tazminatı:
Nişanlılardan birinin öldürülmesi halinde, diğer nişanlı üçüncü kişilerden destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir.
D) Manevi tazminat davası:
Sağ kalan nişanlı, nişanlısının ölümünden sorumlu olan kişiye manevi tazminat davası açabilir.
E) Şahitlikten, hakimlikten veya hakemlikten kaçınma:
Nişanlılardan her biri, diğerinin taraf olduğu bir davada şahitlik yapmaktan kaçınabilir.
F) Evlenme sözleşmesi yapma hakkı:
Taraflar evlenmeden önce evlenme sözleşmesi yapabilirler. Bunun için hâkimin iznine gerek yoktur.

Nişanlanmanın Sona Ermesi Nedir?

Nişanlanmanın sona ermesi , nişanlılardan birinin tek taraflı olarak nişanı bozduğunu açıklamasıyla sona erebileceği gibi tarafların anlaşarak da nişanı sona erdirmeleridir.TMK. 119 : Nişanlılık evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez. TMK.119.un belirttiği gibi nişanlanma evlenmeye tarafları zorlayamaz. Nişanın karşılıklı anlaşma ile bozulmasına “İkale” denir.İkale ile biten nişanlardan sonra maddi ve manevi tazminat davası açılamaz. Sadece hediyelerin geri verilmesini talep edebilirler. Nişanlıların birbiriyle evlenmeleri, nişanlılardan birinin üçüncü bir kişiyle nişanlanması veya nişanlılardan birinin ölmesiyle de nişan sona erer. Yine nişanlıların birbiriyle evlenemeyecek derecede yakın akraba olduklarının sonradan anlaşılması halinde de nişan kendiliğinden sona erer.

Nişanın tek taraflı olarak bozulmasında haklı yada haksız sebepler maddi ve manevi tazminat davalarının açılabilmesi için önemlidir.Nişanın bozulmasındaki bu haklı yada haksız sebepleri hakim takdir eder. Nişanlılardan biri nişanı haklı bir sebebe dayanarak bozarsa diğer nişanlıya maddi veya manevi tazminat ödeme borcu altına girmez. Nişanın bozulması haklı bir sebebe dayanmıyorsa nişanı bozan taraftan maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Hediyelerin geri verilmesi ise nişanı bozan tarafın haklı nedene dayansa da dayanmasa isteyebileceği bir taleptir.

Nişanlanmanın Sona Ermesinin Sonuçları Nelerdir?

Nişanlılık ilişkisinin sona ermesinin hukuki sonuçları şunlardır: 
1-)Maddi tazminat,
2-)Manevi tazminat, 
3-)Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı.

1-) Maddi Tazminat

Nişanın bozulmasıyla maddi tazminat talebi, Türk Medeni Kanun‘un 120. Maddesi’ nde düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, “Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır. Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler“.

İlgili madde hükmünde de görüldüğü üzere, maddi tazminat, nişanın sona ermesi hallerinden yalnızca nişanın nişanlılardan biri tarafından haksız ya da kusurlu bir şekilde bozulması halinde söz konusu olacaktır. Nişanı haksız şekilde bozan ya da kusuru ile nişanın bozulmasına neden olan taraf tazminat ödemekle yükümlüdür. Tazminat talep etme hakkı olan taraf, nişan için yaptığı masrafları yani evlenmenin gerçekleşeceğine güvenerek yaptığı masrafları isteyecektir. Bunlar menfi zararların tazminidir. Medeni kanun yalnızca nişanın taraflarına değil 3. kişilere de tazminat isteme hakkı tanımıştır.

A) Nişanlıların Tazminat İsteme Şartları

Nişanın bozulmasında tazminat ile sorumlu olacak taraf:

a) Haklı bir sebebi yokken nişanı bozan,
b) Nişanın bozulmasına kusuru ile sebep olan taraftır.

Bir tarafın nişanı bozmasında ki haklı sebebini, diğer tarafın davranışı oluşturuyorsa nişanı bozan taraf karşı taraftan tazminat isteyecektir. Bir tarafın nişanı bozmasındaki sebep kendi kusurlu davranışından ileri gelmişse, karşı taraf tazminat isteyebilir. Nişanın bozulması hiç bir tarafın kusuruna dayanmıyorsa, hiç bir nişanlı tazminat isteyemez. Haklı bir sebep yokken nişanı bozan taraftan tazminat istenebilir.

B) Tazmin Edilecek Masraflar

Kusursuz olan nişanlının, nişanın geçerli olduğuna ve evleneceklerine inanarak yaptığı masraflardır.

C) Tazminat Davası

Tarafların tazminat miktarı üzerine anlaşamamaları halinde, tazminat hakkı sahibi nişanlı diğer taraf aleyhine tazminat davası açabilecektir. Bu dava 3. kişilere açılamaz. Ancak sorumlu nişanlının ölmesi halinde onun mirasçılarına açılacaktır. Haklı bir sebep yokken nişanın bozulduğunu iddia eden davacı taraf, nişanın bozulmasında karşı tarafın kusurlu olduğunu iddia etmesi yeterlidir. Haklı sebebin varlığını davalı ispat edecektir.

Türk Medeni Kanun’un 120. Maddesi’ nde yalnızca nişanlıya değil, bu nişanlının ana ve babası yada onlar gibi hareket eden kimselere de tazminat isteme imkanı tanımıştır. Ana ve baba ya da onlar gibi hareket eden kimseler dürüstlük kurallarına uygun bir şekilde nişan masrafları ve evlenmenin gerçekleşeceğine güvenerek yaptıkları masrafları talep edebilir.

2-) Manevi Tazminat

Türk Medeni Kanun’un 121. Maddesi’ nde, “Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir ” şeklinde tanımlanmıştır. Maddi tazminattan farklı olarak manevi tazminat isteme hakkı yalnızca nişanlılara tanınmıştır. Nişanlıların ana veya babaları veya onlar gibi hareket eden kişiler manevi tazminat talep edemez.

Manevi Tazminat İsteme Şartları:

1) Nişanlılık bozma yolu ile sona ermiş olmalıdır.
2) Tazminat talebinde bulunan nişanlının kişilik hakları zarara uğramış olmalıdır.
3) Davalının kusurlu olması gerekmektedir.

Tarafların manevi tazminat miktarı üzerinde anlaşamamaları halinde tazminat davası açılacaktır. Bu davayı zarara uğrayan nişanlı açacaktır. Manevi tazminat istemi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bundan dolayı sınırlı ehliyetsiz olan nişanlının, davayı açmak için yasal temsilciden izin alması gerekmez. Manevi tazminatın türü uygun miktarda paradır. Manevi tazminat talep hakkı olan kişi para hariç bir şey talep edemez.

3-) Hediyelerin Geri Verilmesi

Türk Medeni Kanunu’ nun 122. Maddesi’ ne göre, “Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.”

Hediye kavramı, nişanlanma ve nişanlılık sebebiyle, nişanlıya ekonomik değeri olan her türlü kazandırma hediye kavramına girer.

Hediyelerin Geri Verilmesinin Şartları:

1) Hediyeler nişanlılık sebebiyle verilmiş olmalıdır. 

2) Hediye ile nişan arasında illiyet bağı olmalıdır.
3) Geri istenecek hediyelerin alışılmışın dışında olması gerekir.
4) Nişan, evlilik dışı bir sebepten sona ermiş olmalıdır.
5) Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı, nişanlılar, ana ve babaları ya da ana baba gibi hareket eden kişilere de tanınmıştır.

Nişanın Bozulması Dolayısıyla Maddi Tazminat Davasını Kimler Açabilir?

T.M.K. nun 120/2 maddesine göre maddi tazminat davasını kuşkusuz nişanlı ile onun ana ve babası veya ana baba gibi hareket eden kişiler açabilir. Dava haklı ve yerinde bir sebep olmadan nişanı bozan veya kusuru sebebiyle nişanın bozulmasına sebebiyet veren nişanlı aleyhine açılabilir. Kusurlu nişanlının ana veya babası aleyhine T.M.K.nun 120. maddesi anlamında tazminat davası açılamaz.

Nişanın Sona Ermesi Halinde Doğan Taleplerin Zamanaşımı

Türk Medeni Kanunu’ nun 123. Maddesi’ nde ”Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” denilmiştir.

Nişan Bozma Nedeniyle Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nişanın bozulması nedeniyle açılacak olan maddi ve manevi tazminat davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Taraflar arasında kurulan nişanlılık bağı, Aile Hukuku’ndan doğmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki nişan bozma nedeniyle açılacak olan davalar aile mahkemelerinde görülecektir. Ancak aile mahkemelerin olmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla görevli olacaktır.

Nişan bozulması nedeniyle açılacak olan maddi ve manevi tazminat davalarında yer yönünden yetkili mahkemesi ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre genel yetkili mahkemeler görevlidir. Kanunen özel yetkili mahkemelerde açılması şartı bulunmamaktadır. Bu nedenle manevi tazminat davası, davalının ikametgahında açılmalıdır.

Erzincan Avukat, Nişanlanmanın Sona Ermesi ve Sonuçları Nedir?

Yargıtay Kararları

Nişan Bozulmasının Sonuçlarına İlişkin Aile Mahkemelerinin Görevli Olması

Yargıtay 2016/18019 Esas 2018/5807 Karar sayılı dosyasında, tarafların nişanı davalının hiçbir gerekçe göstermeden bozması nedeniyle maddi ve manevi zararların giderilmesi için dava açmıştır. Davalı da davacının olumsuz hareketleri nedeniyle nişanı bozduğunu ve kendisinin nişanlılık süresi boyunca dayak yediğini, hakarete uğradığını, üç aylık dönem maaşının davalı tarafından zorla elinden alındığı gibi nedenlerle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

Ancak yerel mahkeme, davacının açmış olduğu asıl davayı reddetmiş ve davalının birleşen davasını görevsizlik nedeniyle reddedilmiştir. Yargıtay birleşen davanın reddine ilişkin “…Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür.

Nişan ve nişanın bozulmasının sonuçlarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunun İkinci Kitabında ve Aile Hukuku başlığı altında düzenlenmiştir.O halde; mahkemece davalı/birleşen dosyada davacının taleplerinin nişanlılık süresi içerisinde olan olaylara ilişkin olması ve nişanın bozulmasının sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, birleşen dava yönünden işin esasına girilerek hüküm tesisi gerekirken mahkemenin görevsizliği ile asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir…” karar vermiştir.

Maddi Tazminat Talebinin İçeriği ve Sebeplerinin Açık Olması

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/17979 Esas 2018/4933 Karar sayılı dosyasında, taraflar arasında kurulan nişanlanmada nişan sebebi ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Davacı, düğünden bir gün önce nişanın bozulduğunu, ailesinin tehdidine ve hakaretine maruz kaldığını, nişan bozulması nedeniyle psikolojik çöküntüye uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

Ancak Yargıtay, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı “Somut olayda, davacının maddi tazminat talebinin içeriği, sebepleri ve delillerinin dava dilekçesinde açık olmadığı anlaşılmıştır. O halde, mahkemece davacının maddi tazminat talebinin açıklattırılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozmuştur.

Daha fazla makale için tıklayınız.

Erzincan Boşanma Avukatı

Tanıma ve Tenfiz Davası Nasıl Açılır?

Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Davası

Aldatma(Zina) Nedeniyle Boşanma Davası

No comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir