İstinaf ve Temyiz Süreci Nedir?

İlk derece mahkemesinin kararları hatalı veya eksik olabilir. Taraflar bu durumda verilen kararın tekrar incelenmesini ve hukuka uygunluğunun denetlenmesini isteyebilirler. Bu durumda hataların ve eksikliklerin giderilmesi için kararın kesinleşmesine mahal verilmeden yasal süre için üst mahkemeye başvuru yapılması gerekmektedir.

Yerel mahkeme incelemesi sonrasında yapılan denetlemelere kanun yolu adı verilmiştir. 2016 yılından önce tek üst mahkeme Yargıtay iken 20.07.2016 tarihinde Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle üç dereceli yargılama ortaya çıkmıştır.

İstinaf Nedir?

İstinaf, ilk derece mahkemeleri tarafından verilmiş kararların; maddi olay bakımından ve hukukilik yönünden Bölge Adliye Mahkemesi tarafından denetlenmesidir. Temyiz kanun yolunda ise Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı yapılan başvurular incelenir. Kural olarak inceleme yapılırken yalnızca hukukilik denetimi yapılır.

İstinaf ve temyiz kanun yollarının hukuki hataların giderilmesi gibi avantajlarının yanında yargılamanın uzaması gibi dezavantajları da mevcuttur.

Bu nedenle basit uyuşmazlıklar için kanun yollarına başvuru imkanı öngörülmemiştir.

Hemen hemen her ülkede ilk derece mahkemelerince verilen kararları denetleyen ikinci derece mahkemeler bulunmaktadır. Ülkemizde istinaf yargılaması yapan Bölge Adliye Mahkemeleri kuruluncaya kadar Yargıtay hem içtihat üretmiş hem de ilk derece mahkemelerinin verdiği kararlardaki hukuka aykırılıkları gidermiştir.

2016 yılında istinaf yargılamasının hukukumuza girmesiyle ilk derece yargılamasından sonra istinaf iki derece, temyiz mahkemeleri ise üçüncü derece yargılamayı yapmaktadır.

İstinaf Mahkemesinin Görevi Nedir?

İstinaf mahkemesi; hukuk ve ceza mahkemelerinin kural olarak nihai kararlarına karşı yapılan istinaf başvurularını incelemekle görevli üst derece mahkemesidir. İstinaf mahkemeleri, istinaf başvurusu ile önüne gelen hukuki uyuşmazlığı hem maddi olay yönünden incelerken hem de kararın hukuka uygunluğunu inceleyerek karar verir.

Hukuk yargılamasında Bölge Adliye Mahkemelerinin Hukuk Dairelerinin görevleri 5235 sayılı kanunun 36. maddesinde şu şekilde sayılmıştır:

  • Adlî yargı ilk derece hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceleyip karara bağlamak,
  • Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek,
  • Yargı çevresindeki yetkili adlî yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk mahkemesine nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek,
  • Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Ceza yargılamasında Bölge Adliye Mahkemelerinin Ceza Dairelerinin görevleri ise 5235 sayılı kanunun 37. maddesinde şu şekilde sayılmıştır:

  • Adlî yargı ilk derece ceza mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak
  • Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek,
  • Yargı çevresindeki adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukukî veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir adlî yargı ilk derece ceza mahkemesine nakli hakkında karar vermek,
  • Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır?

İstinaf başvurusu dilekçeyle yapılmalıdır. İstinaf dilekçesinde itiraz gerekçeleri ayrıntıları ile belirtilmeli ve kararın kaldırılması için başvuru sebepleri ve gerekçesi açıklanmalıdır. Zira istinaf incelemesi kanun hükmü gereği istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olmaktadır. Ancak bölge adliye mahkemesinin kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği bir husus var ise mahkeme bunu re’sen yani kendiliğinden gözetecek ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığını inceleyecektir.

Bu demek ki dilekçenizde yalnızca karara itiraz ettiğinizi belirtmeniz yeterli olmayacaktır. Böyle bir durumda yalnızca kamu düzenine aykırılık yönünden inceleme yapılacaktır.

İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilecek Haller:

Kural olarak ilk derece mahkemelerinin nihai kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Nihai kararlar dışında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı da istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

Hukuk yargılamasında istinaf kanun yoluna başvuruda malvarlığına ilişkin davalarda belirli sınırı geçen kararlar hakkında istinafa başvuru hakkı mevcut olup bu şekilde yargı sürecinin uzamasının önlenmesi hedeflenmiştir.

01.01.2021 tarihinden itibaren verilen;

  • İcra Hukuk Mahkemesinde 13.740 TL’yi geçen,
  • İş Mahkemesinde 5.880TL’yi geçen,
  • Asliye Hukuk, Aile, Ticaret, Sulh Hukuk, Kadastro Mahkemelerinde 5.880 TL’yi geçen kararlarda istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir.

01.01.2020-01.01.2021 tarihleri arasında verilen kararlar için ise bu sınırlar şu şekildeydi;

  • İcra Hukuk Mahkemesinde 12.600 TL’yi geçen,
  • İş Mahkemesinde 5.390 TL’yi geçen,
  • Asliye Hukuk, Aile, Ticaret, Sulh Hukuk, Kadastro Mahkemelerinde 5.390 TL’yi geçen kararlarda istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir.
İstinaf Nedir? Temyiz Nedir? Erzincan Avukat

Ceza yargılamasında ise ilk derece ceza mahkemelerinin son kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir Ceza mahkemelerinin son kararları, yani hüküm olarak kabul edilen kararları; beraat, mahkumiyet, düşme, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, davanın reddi, güvenlik tedbirine hükmedilmesi şeklindeki kararlarıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu m.272’ye göre; 15 yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, istinaf başvurusu yapılmasa bile istinaf yargılamasına tabidir.

İstinaf kanun yoluna başvuran kişinin hukuki yararının bulunması gerekmektedir. Örneğin; ilk derece mahkemesinde lehine karar verilmiş tarafın kural olarak istinafa başvurmada hukuki yararı yoktur, denebilir.

Ceza Yargılamasında Bazı Kararlara Karşı İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacaktır

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesinin 3. fıkrasına göre;

  • 3000 TL dahil adli para cezasına “mahkumiyet hükümleri” aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz.
  • Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan “beraat hükümleri” kesindir. Bu hükümler aleyhine istinaf yoluna başvurulamaz
  • Özel kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler aleyhine de istinaf kanun yoluna başvurulmaz.

Hukuk Yargılamasında Yasal Süreler

İstinaf kanun yoluna başvurunun yasal süre içerisinde yapılması gerekir.

  • İcra Hukuk Mahkemesinde İcra İflas Kanunu M.363/1’e göre tefhim veya tebliğden itibaren 10 gün içerisinde,
  • İş Mahkemesinde kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde,
  • Asliye Hukuk, Aile, Ticaret, Sulh Hukuk, Kadastro Mahkemelerinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

Ceza yargılamasında istinafa başvuru süreleri

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 273 maddesine göre; istinaf başvurusu ceza yargılamasında hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Bu kural sanığın bulunduğu duruşmada hükmün açıklanması halinde geçerlidir. Sanığın hazır olmadığı duruşmada, yani sanığın yokluğunda hükmün açıklanması halinde, 7 günlük istinaf yoluna başvuru süresi hükmün sanığa tebliğini takiben başlar.

İstinafta Duruşma Olur mu?

Bölge Adliye Mahkemeleri istinaf incelemelerinde duruşma yapabilecektir. Bunun için öncelikle istinaf dilekçesinde duruşma yapılmasına yönelik bir talepte bulunması gerekmektedir. Duruşma yapılmadan verilebilecek kararlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesinde sayılmıştır. Bu maddede sayılan haller dışında mahkeme istinaf başvurusunu duruşmalı olarak değerlendirmek zorundadır.

İstinaf İcrayı Durdurur mu?

İstinaf kanun yoluna başvuruda bulunulması kararın icrasını tek başına durdurmamaktadır. Ancak dosyaya teminat sunulması halinde icranın geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Bu durumda kararın icrası karar kesinleşinceye kadar ertelenecektir.

Hukuk Yargılamasında İstinaf Kanun Yoluna Başvururken İstinaf Sebepleri Belirtilmelidir

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre yapılan istinaf başvurularında istinaf nedenleri gösterilmelidir. İstinaf dilekçesinde istinaf sebepleri gösterildiği takdirde, Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) istinaf incelemesini bu nedenler üzerinden yapacaktır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin aşağıda yer alan kararında istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı yapılacağını ancak kamu düzenine aykırılık görürse bu re’sen gözeteceğini belirtmiştir.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

2020/964 E.

2020/6590 K.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 342/3. maddesinde “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355’nci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” Aynı Kanun’un 355. maddesinde ise “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 352/1. maddesinde de başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir.


Somut olayda, davacı üçüncü kişi vekili tarafından 23.06.2017 tarihinde süre tutum dilekçesi verilmiş olup, davacı üçüncü kişi vekiline gerekçeli karar 13.10.2017 tarihinde tebliğ edilmiş 26.10.2017 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gerekçeli temyiz dilekçesi gönderilmiştir. Bu durumda, 10 günlük süre geçtikten sonra gerekçeli istinaf dilekçesinin verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, davacı üçüncü kişi tarafından süre tutum dilekçesinde gerekçeli karar tebliğinden sonra ayrıntılı temyiz dilekçesi sunulacağı belirtilmiş, süre tutum dilekçesinin içeriğinde “bilirkişi raporuna itirazlarının ve taleplerinin bir bütün olarak dikkate alınmadığı ve değerlendirilmediği,” ibareleri yer almaktadır.

Bu durumda, süre tutum dilekçesi içeriğinden, bilirkişi raporuna itiraz ve delillerin birlikte değerlendirilmesi hususunun istinaf sebebi olarak sayıldığı, bu haliyle istinaf sebebinin gösterildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin bu sebep çerçevesinde incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.

Temyiz Nedir?

Temyiz, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı başvurulan kanun yoludur. Kural olarak inceleme yapılırken yalnızca hukukilik denetimi yapılır. İlk derece mahkemesinde taraflar arasındaki uyuşmazlık karara bağlanırken, ikinci derece olan Bölge Adliye Mahkemelerinde hem maddi olay incelenmekte hem de hukukilik denetimi yapılmakta ve gerekliyse yeni bir karar verilmektedir.

Temyiz incelemesinde ise yalnızca hukuka ve kanuna uygunluk denetimi yapılmaktadır.

Hukuk Yargılamasında Temyiz Sebepleri

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde temyiz sebepleri şu şekilde sıralanmıştır:

  • Hukukun veya taraflar arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması.
  • Dava şartlarına aykırılık bulunması.
  • Taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi.
  • Karara etki eden yargılama hatası veya eksiklikleri bulunması.

Hukuk Yargılamasında Temyiz Yoluna Başvurulamayacak Kararlar

Kural olarak Bölge Adliye Mahkemelerinin temyize kabil nihai kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabilir.

Özel bir kanun hükmüyle bazı kararların kabul edilemeyeceği kabul edilmişse bu kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı gibi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesine göre;

  • Miktar veya değeri yetmiş sekiz bin altı yüz otuz Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar. (2020 yılı için)
  • Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4 üncü maddede gösterilen davalar ile özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.
  • Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararlar ile yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararlar.
  • Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.
  • Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.
  • Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar.
  • Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamayacaktır.

Ceza Yargılamasında Temyiz Kanun Yoluna Başvurulamayacak Kararlar

Bölge adliye mahkemelerinin bozma kararı dışında kalan tüm kararları için temyiz başvurusu yapılabilir. Hükmedilen cezanın miktarı dikkate alınarak yargıyı meşgul etmemek ve yargılama sürecini uzatmamak amacıyla bazı istinaf mahkemesi kararları aleyhine temyiz kanun yolu kapatılmıştır. Bu kararlar Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286. Maddesinde şu şekilde sıralanmıştır:

  • İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
  • İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
  • Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
  • İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
  • Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
  • Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
  • On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
  • Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
  • Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları, temyiz edilemez.

Hukuk Yargılamasında Temyiz Süreleri

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesine göre; Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin temyiz edilebilen kararlarına karşı temyiz başvuru süresi, kararların ilgilisine tebliği tarihinden itibaren iki haftadır. Temyiz süresini kaçıran taraf, kararı ancak katılma yoluyla temyiz edebilir

Mahkemece verilen hükmün sonuç bölümünde kanuna aykırı olarak 14 günden farklı bir süre belirtilmiş olsa bile kanuni süre esas alınacak olup bu husus Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/478 E. , 2020/4611 K. sayılı kararında da şu şekilde ortaya konulmuştur:

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi

2020/478 E.

2020/4611 K.

İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın davalı şirket vekiline usulüne uygun olarak 30.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen tarafından temyize başvurulmuşsa da, başvurunun 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra 14.01.2020 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, hükmün sonuç bölümünde karara karşı 15 gün içerisinde temyize başvurulabileceği belirtilmiş ve davalı şirket vekilince de 15. günde temyize başvurulmuşsa da, kanunda belirtilen süreler kesin olup, hakimin bu sürelere ilişkin tasarruf yetkisi bulunmamaktadır.

Başka bir deyişle kanunun öngördüğü bir süre hâkim tarafından uzatılıp kısaltılamaz. Temyize ilişkin süreler de yasa tarafından düzenlenen kesin sürelerdir ve re´sen gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, somut olayda, kararın tebliğ tarihi olan 30.12.2019 tarihinden itibaren temyiz süresi iki hafta olup, İlk Derece Mahkemesince bu sürenin 15 gün olarak değiştirilmesi mümkün değildir. Ayrıca kanunu bilmemek mazeret sayılamaz.

Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın 366. maddesinin yaptığı yollamayla somut olaya uygulanması gereken aynı Kanunun 346/1. maddesi hükmüne göre, süresinde yapılmayan temyiz istemiyle ilgili olarak İlk Derece Mahkemesi tarafından karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı şirket vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

Ceza Yargılamasında Temyiz Süresi

Temyiz süresi, istinaf mahkemesi kararının tefhimi veya tebliğinden itibaren 15 gündür. Davanın tarafları duruşmada hazır ise karar kendilerine sözlü olarak açıklanır ve tarafların kararı öğrenmesiyle 15 günlük temyiz süresi duruşma gününden sonraki gün işlemeye başlar. Ancak taraflar hazır değilse süre kararın tebliğini takip eden günden itibaren başlayacaktır.

Temyiz Mahkemesinin Görevi Nedir?

Yargıtay Kanunu’nun 1.maddesine göre Yargıtay; temel görevi adli yargı alanında temyiz incelemesi yapmak olan yüksek mahkemedir Uygulamada ve halk arasında Yargıtay’a temyiz mahkemesi denilmektedir. Yargıtay, adli yargı alanında içtihatları ortaya koyan yargı birimidir. İstinaf yargılamasının aksine maddi olayı irdelemez, yalnızca uyuşmazlık konusu karar hakkında hukuka uygunluk kontrolü yapar.

Yargıtay Kanunu’nun 13. maddesine göre Yargıtay’ın görevleri şunlardır:

  • Adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümleri ilk ve son merci olarak inceleyip karara bağlamak,
  • Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekili ve özel kanunlarında belirtilen kimseler aleyhindeki görevden doğan tazminat davalarına ve bunların kişisel suçlarına ait ceza davalarına ve kanunlarda gösterilen diğer davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakmak,
  • Kanunlarla verilen diğer işleri görmek

Temyiz Dilekçesi Nasıl Olmalıdır?

Temyiz kanun yoluna başvuru dilekçe ile yapılır ve dilekçeye karşı taraf sayısı kadar nüsha eklenmelidir. Temyiz dilekçesi davadaki tarafların isi, soy isim, sıfat, unvan, TC kimlik numarası ve adres bilgilerini ihtiva etmelidir. Varsa kanuni temsilci ve vekillerin de bilgilerinin yazılması gerekmektedir.

Hangi bölge adliye mahkemesi kararının temyiz edildiği esas, karar numarası ve karar tarihi dilekçede bulunmalıdır. Temyiz sebepleri ve gerekçeleri karar özeti ile birlikte dilekçede yer alması gereken unsurlardır. Ancak temyiz dilekçesi temyiz yoluna başvuran tarafın kimliği ve imzası ile birlikte temyiz edilen kararın ne olduğunu anlamaya yeter nispette kayıtları içeriyorsa, diğer şartlar bulunmasa bile temyiz başvurusu reddedilmez ve inceleme yapılır.

Temyiz İcrayı Durdurur mu?

Temyiz yoluna başvurulmuş olması kararın icrasını durdurmayacaktır. Bu durumda borçlu çıkan taraf icrayı durdurmak için mehil vesikası ile tehir-i icra kararı almak için süre talep etmeli, dosyaya teminat sunmalı ve icranın geri bırakılmasını sağlamalıdır. Aksi halde icra işlemleri devam edecektir.

Nafaka kararlarında icranın geri bırakılması mümkün değildir. Ayrıca kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmeden icraya konulması mümkün değildir.

Yargıtay Temyiz Sebepleri ile Bağlı mıdır?

Yukarıda istinaf kanun yoluna başvuruda bulunulduğunda Bölge Adliye Mahkemelerinin kamu düzenine aykırılık halleri hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde yer alan istinaf sebepleri ile bağlı olarak istinaf incelemesi yapacağını açıklamıştık. Yargıtay ise temyiz incelemesi yaparken taraflarca ileri sürülen temyiz sebeplerine bağlı olmaksızın inceleme yapacaktır.

Temyiz ve Temyiz Süreci Nedir; Temyiz ve Duruşma

İncelenmeler dosya üzerinden yapılır. Ancak, 10 yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde Yargıtay isterse yine duruş açarak bu işlemleri gerçekleştirebilir. Temyiz talebi bulunması dahilinde ayrıntılı inceleme isteği hükmün temyiz araştırmasını duruşmalı yapabilirler. Sanık tutuksuz yargılanıyorsa avukatı ile bu duruşmalarda yer alabilir. Ancak tutuklu şekilde yargılanma söz konusu olursa temyiz duruşmasında hazır bulunma hakkı olmaz.

Yargıtay’ın Onama ve Bozma Kararları

Onama verilen kararın hukuka uygun olduğu ve aynı şekilde geçerli kabul edileceği anlamına gelen onaylama kararıdır. Yargıtay incelemesi neticesinde kararın esasa ilişkin incelemesinde bir hata olmadığına ancak kanunun esasa uygulanmasında hataya düşüldüğünü tespit edecek olursa, mahkeme kararını bozmaksızın düzelterek onayabilecektir. Yahut karar usule ve yasaya uygun olmasına karşılık gerekçe doğru bulunmayabilir bu durumda da gerekçe değiştirilir ve düzelterek onanır.

Bozma kararı Yargıtay incelemesi neticesinde yeniden yargılama yapılması gerektiği kanaatinin hasıl olması durumunda verilen kararlardır. Tamamen veya kısmen bozma kararı, bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararına ilişkin olarak verilmişse bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılır ve dosya kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülen diğer ilk derece mahkemesine gönderilir.

Bölge adliye mahkemesinin düzelterek ya da yeniden esasa ilişkin verdiği karar Yargıtay tarafından tamamen veya kısmen bozulacak olursa bu kez dosya ilk derece mahkemesine değil, kararı veren bölge adliye mahkemesine ya da uygun görülen başka bir bölge adliye mahkemesine gönderilecektir.

İstinaf Ve Temyiz Farkı Nedir?

  • İstinaf mahkemesi olayın hem sabit olup olmadığını hem de hukuki açıdan bulunan eksiklikleri incelerken temyiz yolunda sadece hukuka uygun karar verilip verilmediği incelenir.
  • İstinaf kanun yolunda ilk derece mahkemesinde tartışılmamış bilgileri ve belgeleri tartışmak mümkünken temyiz kanun yolunda ise ek delil sunulması ve bunların tartışılması mümkün değildir.
  • Temyiz mahkemesi ile istinaf mahkemesinin verdiği kararlar da farklıdır. Gerçekten istinaf mahkemesi işin esasına hükmedebilirken, temyiz mahkemesinin, bazı sınırlı durumlar dışında böyle bir yetkisi yoktur.
  • Temyiz mahkemesi kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay genel kuruluna itiraz başvurusunda bulunabilir. İstinaf kanun yolunda ise böyle bir başvuru imkanı yoktur.
  • Temyiz bozucu kanun yoluyken, istinaf ise düzeltici kanun yoludur. İstinafta kanun yolunda yerel mahkemenin kararında hukuka aykırılık bulunursa istinaf mahkemesi kendisi karar verebilirken, temyiz kanun yolunda ise hukuka aykırılık tespit edildiğinde karar istinaf mahkemesine istisnai hallerde ise yerel mahkemeye gönderilir.

Daha fazla makale için tıklayınız.

Erzincan Ceza Avukatı

Ceza Hukukunda Basit Yargılama Usulü Nedir?

Erzincan İş Avukatı

2 Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir