Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Nedir?

//

Av.Haşim KARTAL

Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Nedir?

Çocuğun cinsel istismar suçu , Türk Ceza Kanunun 103.maddesinde ; 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış veya 15 yaşını tamamlamış çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile ile iradeyi etkileyerek gerçekleştirilen cinsel davranışların anlaşılacağını ifade etmiştir.

Çocukların cinsel istismarı suçunda herhangi bir cinsiyet ayrımı bulunmamaktadır. Bu nedenle erkek çocuklara veya kız çocuklara yönelik işlenen tüm suçlar aynı kapsamda değerlendirilir. Bunların yanında; bir bayan bir bayana karşı, bir erkek de bir erkeğe karşı da suç işleyebilir. Yani fail ve mağdurun karşı cinsten olması şartı bulunmamaktadır.

Cinsel İstismar Suçu Unsurları

  • Suçun hareket unsuru cinsel istismara yönelik olarak cinsel davranışların gerçekleştirilmesi halidir. Fail, cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla gerçekleştirdiği davranışlardır.
  • Suçun işlenmesi için genel kastın olması gerekmektedir. Fail, bilerek ve isteyerek suçu işleyebilir. Cinsel istismar suçu taksirle ya da olası kastla işlenemez. Çocuğa karşı cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla kasıtlı olarak istismar suçu işlenmektedir.
  • Cinsel istismardan mağdur olan çocukların failin eylemine ilişkin rızası hukuka uygunluk olarak kabul edilmemektedir. Çocuğun istismara ilişkin eylemine rıza göstermesi failin ceza almayacağı manasına gelmemektedir

Çocuğun Basit Cinsel İstismarı Suçu

Türk Ceza Kanunu’na göre 15 yaşını tamamlamamış veya 15 yaşını tamamlasa da algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara karşı işlenen basit cinsel istismar suçları aşağıdaki gibidir:

  • Uzaktan sözle veya davranış ile gerçekleştirilen cinsel suçlar (Örneğin sözlü taciz veya cinsel uzvun uzaktan gösterilmesi)
  • Vücuda organ veya cisim girmesi olmadan gerçekleştirilen cinsel eylemler

Bu suçların cezası ise şu şekildedir:

  • Sarkıntılık düzeyindeki cinsel suçlarda 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası (TCK 103/1 ikinci cümle)
  • Basit cinsel istismar suçu işleyen kişi 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası (TCK 103/1 birinci cümle)

Basit cinsel istismarı suçu ve cezasının detayları ise şu şekildedir:

  • Mağdur 12 yaşını tamamlamamış ise basit cinsel istismar suçunda 10 yıldan az ceza verilemez. (TCK 103/1 birinci cümle)
  • Mağdur 12 yaşını tamamlamamış ise sarkıntılık durumunda 5 yıldan az ceza verilemez. (TCK 103/1 birinci cümle)

Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı

Çocuğun cinsel istismarı suçu ve cezası kapsamında değerlendirilen ikinci kategori çocuğun nitelikli istismardır. Çocuğun vücuduna organ veya cisim sokulması ile gerçekleştirilen cinsel saldırıya nitelikli cinsel istismar adı verilir. Bu noktada organ veya cisim sokulan yerin cinsel organ olmasının şartı yoktur. Ayrıca organın veya cismin ne kadar girdiğinin de kanuni olarak bir önemi yoktur.

Ayrıca aşağıdaki durumlar nitelikli cinsel istismarın cezasını artıran unsurlardır:

  • Mağdur ile fail arasında akrabalık bağının bulunması
  • Suçun vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma gözetme görevi üstlenen kişiler tarafından gerçekleştirilmesi
  • Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması
  • Suçun birden fazla kişi tarafından ve insanların toplu olarak yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıklardan yararlanılması
  • Cebir, fiziksel güç kullanarak suçun işlenmesi durumu

Çocuğun Cinsel İstismarı Cezasını Ağırlaştıran Durumlar

Çocuğun cinsel istismarı suçu ve cezası için kanunda belirlenmiş bazı ağırlaştırıcı durumlar vardır. Bu durumlar aşağıdaki gibidir:

  • Kasten yaralamanın ağır neticelerinin olması: Mağdur çocuk üzerinde uygulanan cebrin, basit tıbbi müdahalelerin ötesinde bir tedavi gerektirdiği durumlardır. Bu durumda fail çocuğun cinsel istismarının dışında ayrıca ‘kasten yaralama’ suçundan da yargılanır.
  • Mağdurun beden ve ruh sağlığının bozulması: Mağdur çocuğun AIDS, frengi gibi cinsel hastalıklar kapması, çocuk yapmasını engelleyecek durumların oluşması veya kalıcı psikolojik sorunlarının oluşması durumlarıdır.
  • Mağdurun ölmesi veya bitkisel hayata girmesi: Mağdur çocuğun olay sırasında veya sonrasında ölmesi ya da bitkisel hayata girmesi durumudur. Bu durumda fail kişi hem kasten insan öldürme suçundan hem de cinsel istismar suçundan yargılanır.

Cinsel İstismarın İspatı Nasıldır?

Cinsel İstismarda ispat her davada önemli olduğu gibi cinsel istismar iddiası ile açılan kamu davalarında da ispat çok önemlidir. Bir iddia ispatlanmaz ise, iddia kanıtlanmaz ise iddia hükme esas alınmayacaktır. Bu nedenle cinsel istismar iddiası ispatlanmaz ise sanık hakkında beraat kararı verilecektir.

İstismara uğrayan çocuğun istismara uğradığının kanıtlanması gerekmektedir. Öncelikle çocuğa yönelik olan istismar suçu tanık ile ispatlanabilir. Ancak genellikle fail, çocuğa yönelik istismar suçunu kimsenin olmadığı yerde işlemesi nedeniyle tanık delili ile ispat durumu zor olmaktadır. Bunun yanında çocuk üzerinde mutlaka vücut muayenesi yapılmalıdır. Çocuğa yönelik muayene yapılması ile failin bulguları saptanabilecek, failin vermiş olduğu somut zarar da bulgularda bulunabilecektir. Bu tip konularda bir ceza avukatı ile koordineli ilerlemek faydalı olabilir.

Ayrıca suçtan mağdur olan çocuğun uzman eşliğinde beyanının alınması gerekmekte, çocuğun olaya ilişkin kapsamlı ve detaylı anlatımı yapılmalıdır. Çocuk üzerinde yapılacak olan vücut muayenesi ve beyanının alınması durumları olayın üzerinden çok vakit geçmeden yapılmalıdır. Çocuğun üzerinde rastlanılacak olan bulgular vücut muayenesinin gecikmesi halinde kaybolabilir ve beyanının olaydan sonra alınmaması halinde zamanla ayrıntıları zihinde kaybolabilir. Bu nedenle olaydan hemen sonra bulgular elde edilmesi amacıyla gerekli işlemlerin yapılması gerekmektedir.

Diğer bir konu da ses kaydı, fotoğraf ya da video kaydı da delil niteliği taşımaktadır. Çocuk üzerinde gerçekleşen istismar eylemine dair görgü tanığı olmasa da ses kaydı ya da video kaydı ispat olarak kullanılabilir.

Cinsel İstismar Suçu Şikayete Tabi Midir?

Cinsel istismar suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması halinde soruşturmanın başlatılması için mağdur, veli veya vasinin şikayet etmesi gerekmektedir. Cinsel istismar suçlarından sarkıntılık düzeyinde kalması hali şikayete tabi olup fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde şikayet edilmesi gerekmektedir. Şikayet süresi içerisinde şikayet hakkı kullanmaz ise suçtan mağdur olan kişi, mağdurun velisi veya vasisi şikayet hakkını kaybetmiş olacaktır. Suçun şikayete tabi olması nedeniyle şikayet hakkını kullanan kişi şikayetini geri çekmesi halinde dava düşecektir. Şikayetin geri çekilmesi ile yeniden şikayet başvurusunda bulunulamayacaktır.

Sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçu haricinde cinsel istismar suçu şikayete tabi suçlar arasında yer almamaktadır. Soruşturma, savcılık tarafından doğrudan başlatılacaktır. Erzincan Ceza Avukatı konusunda gerekli dikkat ve özeni gösterir ve bu noktada bir avukattan destek alabilirsiniz.

Cinsel İstismar Suçunda Uzlaşma Var Mıdır?

Cinsel İstismar Suçu, uzlaşmaya tabi suç olması halinde soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından uzlaşma için uzlaşma bürosuna gönderilecektir. Ancak cinsel istismar suçları, uzlaşmaya tabi değildir. Bu nedenle taraflar soruşturma ya da kovuşturma aşamasında anlaşmış, aralarında uzlaşmış olsa dahi yargılama aşamasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.

Cinsel İstismar Suçu Zamanaşımı

Cinsel istismar suçunda zamanaşım süresi 15 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren dava açılmaz veya dava açılsa da dava sona ermemiş ise zamanaşımının dolması nedeniyle davanın düşmesine karar verilecektir.

Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu / Erzincan Ceza Avukatı

Cinsel İstismar Suçu Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 15.04.2019 tarih 2018/10820 E. ve 2019/9062 K. Sayılı içtihadı “Sanığın otobüste mağdurenin arkasına yaklaşarak bacaklarına ve kalçasına dokunmaktan ibaret eyleminin mevcut haliyle ani ve kesintili şekilde gerçekleşip, süreklilik arz etmemesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesince 5237 sayılı TCK’nın 103/1-c.2 maddesine göre cezalandırılması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 103/1-c.1 maddesi ile uygulama yapılması karşısında hükmün bozulması gerekirken, yazılı şekilde anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, Kanuna aykırıdır”.

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/9245 Esas, 2019/8531 Karar;Mağdur, proje ödevini almak için olay tarihinde müdür olan sanığın odasına gitmiştir. Sanık, mağdurun ödevini vermesinin ardından mağdura kapının arkasından sarılmıştır. Olaydan yaklaşık iki hafta kadar sonra sanık, mağduru odasına çağırmıştır.

Sanık, mağduru tekrardan kapının arkasına götürmüş ve ”Sen hep böyle giyin, göğüslerin çok belli olmuş” demiş ve mağdurun göğüslerine dokunmuştur. Başka bir gün de sanık, mağdurun test vermesini istemiş ve yine kapının arkasında kollarını açmış, mağdurun yanına gelerek mağdura sarılmıştır. Mağdura sarıldıktan sonra sanık, mağdurun yanağından birkaç kez öpmüş, birkaç saniye sonra da dudağından öpmüştür.

Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından çocuğun basit cinsel istismarı suçundan yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi ise istinaf başvurusunun esastan reddi kararı vermiştir. İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın mağdura yönelik eylemlerinin ani ve kesintili olarak gerçekleştiği anlaşıldığını belirtmiştir. Mahkemenin sanığın eyleminde sarkıntılık düzeyinde kaldığını gözetmeden hüküm kurulduğu belirtilerek hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle sanık müdafisinin itirazları yerinde görülerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen istinaf başvurusunun reddine yönelik karar hakkında bozma kararı verilmiştir. 

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2015/4252 E. 2019/10373 K. “Sanıklar …, …, … ile … haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismar suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Mağdurenin aşamalardaki anlatımları, savunma ile diğer sanık …’in ifadeleri ve tüm dosya içeriği nazara alındığında suç tarihinde mağdurenin yaşını doldurmasını bekleme kararı alan sanıklarla görüşen mağdurenin, sanık …’le evlenebilmek amacıyla baskı uygulayıp intihar etmekle tehdit etmesi üzerine sanıkların sosyal yaşam koşulları, toplumsal bakış açısı ve içinde yaşanılan çevrede geçerli geleneklerin getirdiği zorunlulukla Ömer’le gayri resmi birlikte yaşamasına onay vermek zorunda kaldıkları tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle sanıkların suç işleme kastıyla hareket etmedikleri hususu da göz önüne alınarak beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar …, …, … ile … müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.” 

 Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7295 Esas, 2019/368 Karar; Suçun işlendiği tarihte sanık, mağduru yatak odasında sıkıştırmış ve mağdurun omuzlarından tuttuktan sonra kısa süreliğine bacaklarının arasına almıştır. Sanık, mağdurun itiraz etmesinden sonra mağduru bırakmıştır.

Çocuğun basit cinsel istismarı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı kurulmuş, karara karşılık istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusuna esastan ret kararı verilmiştir.

Yargıtay, sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığını gözetmiş ve ilk derece mahkemesinin hükümde suç vasfının yanıldığını belirtmiştir. Bu nedenle mahkemenin kararına karşılık olarak bozma kararı verilmesi gerekirken istinaf başvurusunun esastan reddi kararı doğru bulunmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin esastan reddine ilişkin hükmüne karşılık bozma kararı verilmiştir.

 Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/7190 Esas, 2019/236 Karar; Sanık, mağdurun öğretmeni olup telefonla mesajlaşarak arkadaşlık kurulmuştur. Bu süreçte mağdur ile sanık karşılıklı konuşmalarda bulunmuş ve genellikle telefonda Whatsapp üzerinden görüşme yapmışlardır. Sanık ile mağdur okulda buluştuklarında boş sınıfta öpüşmüş, sanık mağdurun sırtına, kalçasına ve göğüslerine dokunmuştur.

Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından basit cinsel istismarı suçundan yargılanmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, karara karşılık istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Esastan ret kararına karşılık sanık müdafii, katılan mağdur vekili ve katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin ilk fıkrasında düzenlenen yetkinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştiğini belirtmiştir. Bunun yanında koşulları oluştuğu halde aynı maddenin beşinci fıkrasının uygulanması belirtilmiştir. Bu nedenle temyiz itirazları yerinde görülmüş, Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir. Ancak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 303. maddesinin vermiş olduğu yetki ile düzeltilmesi mümkün olmadığından düzeltilerek onanması kararı oy çokluğu ile verilmiştir.

Karşı oyda sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçu oluşturduğu belirtilerek çoğunluğun görüşüne katılmamıştır. Bu nedenle hükmün bozulması yerine onanması yönündeki karar uygun bulunmamıştır.

Erzincan Avukat Nedir?

Daha fazla makale için tıklayınız.

Erzincan Ceza Avukatı Nedir?

Yorum yapın