Tutukluluğun Gözden Geçirilmesi ve Tahliye Nedir?

//

Av.Haşim KARTAL

Tutukluluğun Gözden Geçirilmesi ve Tahliye Nedir?

Ceza yargılamasında bir tedbir olan tutukluluk; delillerin toplanması, şüphelinin veya sanığın adaletten kaçmasının engellenmesi amacıyla uygulanan özgürlüğüne müdahale eden en ağır koruma tedbiridir.

“Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı Anayasa m.19’da; suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişinin, ancak adaletten kaçmasını, delilleri ortadan kaldırmasını veya değiştirmesini önlemek amacıyla kanunda gösterilen hallerde ve hakim kararına bağlı olarak tutuklanabileceği ifade edilmiştir. Tutuklanan kişinin, makul sürede yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakkı vardır. Tutuklanan kişi, hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma ve en kısa sürede hakkında karar verilmesini bu yargı merciinden talep etme hakkına sahiptir.

Tutukluluğun Gözden Geçirilmesi Nedir?

CMK m. 108’de Tutukluluğun İncelenmesi başlığı altında düzenlenmiş olan ve uygulamada tutukluluğun gözden geçirilmesi olarak adlandırılan incelmeye ilişkin öncelikle kanun hükmünü incelemek gerekir;

Tutukluluğun incelenmesi

Madde 108 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak, şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir. (1)

(2) Tutukluluk durumunun incelenmesi, yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir.

(3) Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da birinci fıkrada öngörülen süre içinde de re’sen karar verir.

Kanunda, soruşturma aşamasında tutukluluğun incelenmesi sırasında şüpheli veya müdafiin sulh ceza hakimi tarafından huzurda dinlenmek suretiyle karar verileceği ifade edilmiştir. Kanun koyucu; “şüpheli ve müdafii” yerine “şüpheli veya müdafii” ibaresini kullanarak, tutukluluğun incelenmesinde şüpheli ve müdafiinden birisinin dinlenilmesini yeterli görmüştür.

Soruşturma Evresinde Tutukluluğun Gözden Geçirilmesi Nedir?

Soruşturma evresinde şüphelinin tutuk evinde bulunduğu süre içinde ve en geç 30 ar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi 100. madde hükümleri göz önünde bulundurularak, şüpheli  dinlenilmek suretiyle karar verilir.
Tutukluluk durumunun incelenmesi, yukarıda öngörülen süre içinde şüpheli tarafından da istenebilir. (CMK m.108/1).

Kovuşturma Evresinde Tutukluluğun Gözden Geçirilmesi Nedir?

Hâkim veya mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine; her duruşmada  ya da en geç 30 günlük süre içinde kendiliğiden karar verir. (CMK m.108/2).

 İstinaf Mahkemesinde Tutukluluğun İncelenmesi Nedir?

 İstinaf (Bölge Adliye) mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine dosyadaki tutukluluk durumunu, duruşma açarak veya dosya üzerinden esastan inceleme aşamasına kadar değerlendirmemektedir. Bu nedenle, yerel mahkemenin mahkumiyet kararı vermesinden başlayarak Bölge Adliye Mahkemesi’nin dosyayı incelemesi aşamasına kadar geçen sürede tutukluluk incelemesi yapılamamaktadır. Uygulamada sanık bu aşamada hükmen tutuklu olarak nitelendirilmekte, tutukluluğun mahkumiyet kararına bağlı bir tedbir olduğu kabul edilmektedir.

Tutukluluk incelemesi neticesinde tutukluluğun devamına karar verildiği takdirde, tutukluluğun devamı kararına da 7 gün içinde itiraz edilebilir.

Cumhuriyet Savcısı Re’sen Tahliye Kararı Verebilir Mi?

Cmk 103. maddenin ikinci fıkrasına göre Cumhuriyet savcısı soruşturma evresinde adla kontrole veya tutuklamaya gerek kalmadığı kanısına varacak olursa şüpheliyi kendisi serbest bırakabilir; bu hususta ayrıca hakim kararına gerek yoktur. Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdiğinde ise şüpheli kendiliğinden serbest kalır.

  1. Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adlî kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafi de aynı istemde bulunabilirler.
  2. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı adli kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re’sen serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest kalır.

Adli Kontrolle Tahliye Talep Eden Cumhuriyet Savcısının Talebi Reddedilirse Ne Olur?

Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının adli kontrol veya tutuklama tedbirinin artık gereksiz olduğu kanaatine vardığında re’sen karar vermek suretiyle tutukluyu serbest bırakacağı veya adli kontrolü kaldıracağı CMK m.103/2’de belirtildiğinden, Cumhuriyet savcısı bunun yerine CMK m.103/1’den hareketle tutuklu şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını talep ettiğinde, talebi inceleyen sulh ceza hakimi ret kararı verdiğinde, tutukluluk devam eder.

Cumhuriyet savcısı ile şüphelinin ve müdafiinin ret kararına itiraz hakkı doğar. Cumhuriyet savcısının tutukluluğun kaldırılması yönünde karar verip yerine adli kontrol tedbiri uygulamasını, Cumhuriyet savcısı re’sen adli kontrol tedbiri uygulayamayacağı için de tutukluluğun son bulmaz. Çünkü Cumhuriyet savcısının adli kontrol tedbirini kaldırabileceğine dair CMK m.103/2’de hüküm olmakla birlikte adli kontrol uygulayabileceğine dair CMK m.103’de hüküm olmadığından, kanun koyucunun yerine geçerek, sulh ceza hakimi tutukluluğun yerine adli kontrol tedbiri uygulanması talebini reddettiği halde tutuklunun salıverilmesi mümkün değildir.

Bu durumda Cumhuriyet savcısı, ya baştan tutuklu şüpheliyi CMK m.103/2’ye göre tahliye etmeli veya CMK m.103/1 uyarınca adli kontrolle tahliye talebinin reddinin ardından CMK m.103/2’ye göre tutuklu şüpheliyi bihakkın/şartsız serbest bırakmalıdır.

Ancak bu durumda tutuklama ile adli kontrol tedbirleri aynı yasal şartları taşıdığından, bihakkın serbest bırakılan tutuklunun adaletten kaçması,delil karartması durumunda savcının sorumluluğu gündeme gelecektir. Çünkü Cumhuriyet savcısı; adli kontrol ve tutukluluk tedbirlerini soruşturmada re’sen kaldırabildiği halde, bu tedbirleri sulh ceza hakiminin yerine geçmek suretiyle özgürlüğü kısıtlayıcı karar verme hakkına ve yetkisine sahip değildir.

Cumhuriyet savcısının; tutukluluk yerine adli kontrol tedbirini CMK m.109 uyarınca tatbik edebilmesi için Kanunla yetkili kılınması gerekir. Ancak kanun koyucu, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlerle yakından ilgili tutuklama ve adli kontrol tedbirlerinin tatbiki konusunda haklı olarak yeterli usulü güvence adına hakim kararının varlığını aramıştır. Bu nedenle; CMK m.103’e, Cumhuriyet savcısının adli kontrol tedbiri uygulamakla yetkili kılınması yerine, CMK m.103/1’e göre talebi reddedilen Cumhuriyet savcısının, şartları yeniden gözden geçirmek kaydıyla tutuklu şüpheliyi salıverme yetkisi vardır.

Tutukluluğun Gözden Geçirilmesi ve Tahliye Nedir?

Tutuklama Kararına İtiraz Usulü Nedir?

Tutuklama kararına karşı kararın tefhim tarihinden itibaren yedi gün içerisinde itiraz kanun yolu başvurusu yapılması gerekmektedir. Tutuklamaya itiraz süresi, şüpheli veya sanığın tutuklandığı gün dikkate alınmadan hesaplanır. Tutuklama kararına itiraz, kararı veren mahkemeye bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşuluyla zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme itirazı yerinde görürse kararı düzeltir, yerinde görmezse en çok üç gün içinde, tutuklama kararına itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir. Yani tutuklama kararına itiraz dilekçesini tutuklama yapan mahkemeye verilmesi gerekmektedir.

Daha fazla makale için tıklayınız.

Suçta Tekerrür ve Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejimi–TCK 58. Madde